AK Partiyi bu sözler kurtardı!

AK Partiyi bu sözler kurtardı!
Cemil Çiçek'in sözlü savunmasının ayrıntıları ortaya çıktı. İşte AK Parti'yi kapatmaktan kurtaran o sözlü savunma;Abone olCemil Çiçek’in AKP’yi kapanmaktan kurtaran sözlü savunmasının ilginç ayrıntıları Anayasa Mahkemesi’nin gerekçeli kararında ortaya çıktı.

Çiçek sözlü savunmada Sivas katliamına da değinerek, "Önlenebilirdi. Önlenemedi. Sivas küçük bir yer. Önemli ölçüde askeri birlik ve güvenlik gücü vardı" dedi.

Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in AKP’yi kapanmaktan kurtaran sözlü savunmasından ilginç ayrıntılar gerekçeli kararda ortaya çıktı. Çiçek’in 3 Temmuz 2008’deki sözlü savunmasından bazı bölümler daha önce açıklanmış, ancak yazılı metnin dışına çıktığı bölümler basına yansımamıştı. Gerekçeli kararda tam metin olarak yayımlanan tutanaklara göre, Çiçek’in ifadeleri şöyle:

Saygı duyduğum bir hukukçudur:Bir hakkı teslim etmem lazım. Bugün Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı olan Sayın Abdurahman Yalçınkaya saygı duyduğum bir hukukçudur. Hakikaten çok değerli bir hukuk adamıdır. Eski görevim sebebiyle de yakinen tanıyorum. Ayrıca Başsavcı Vekilliği yapan Sayın Kubilay Özkan i Istanbul hasta refakatçisi yi bir ceza hukukçusudur. Şimdi, benim hayretimi mucip olan, böyle iki değerli hukuk adamının görev yaptığı bir makamdan böylesine hukuki titizlikten uzak bir iddianame nasıl hazırlanmıştır?

Bu suçlamayı kabul edemeyiz: Siyasette gizli kapaklı fazla bir şey kalmıyor, bugün olmazsa yarın çıkıyor. Dün Sivas katliamının yıldönümü idi, bu vesileyle rahmetle anıyoruz ama bir idari zaaf olarak o önlenebilirdi. Önlenemedi. O ayrı bir olay. Niye önlenemedi? Sivas gibi küçük bir ilde bu işler önceden önlenebilir olduğu halde, orada önemli ölçüde askeri birlik ve güvenlik güçleri olduğu halde, Türkiye bu tarihi faciayı hem içimizde hem de bizi dışarıda sıkıntıya sokacak tarzda bir sürü insanımız hayatını orada kaybetti. Şimdi, bunlarla AKP arasında ne illiyet rabıtası var ki bizi böyle suçluyorsunuz. Biz bunu kabul etmeyiz.

Laiklik bizim için de sigorta: Laiklikle ilgili açıklamalarımızın hiçbirisi iddia makamınca dikkate alınmamış. Biz netice itibarıyla özü aynı olan şeyler söylüyoruz. Laik toplumda din laik yönetimin güvencesindedir. Laiklik tüm inanç gruplarına eşit mesafede olmak şeklinde tanımlanmıştır ve zaten bu temin edildiği içindir ki laiklik bizim için bir yerde sigortadır diyoruz.

Flörtün fuhuştan farkı yok örneği: Medyanın haberlerine bakarak, ’Doğrudur, budur’ dediğimiz zaman Türkiye’de kapatılmayacak parti de kalmaz. Yaşadığım çok trajikomik olaylar vardır. Ne zaman ismim öne çıksa, ’Flörtün fuhuştan farkı yoktur’ cümlesiyle başlıyoruz. Aradan 13 sene geçti; bu haberi yazan kişi dedi ki; ’Siz o lafları söylemediniz, ben yazdım.’ 13 sene geçti ama halen böyle bir cümlemize rastlarsınız.

Yargıç Warren’in özgür Amerikası: Bugün özgür bir Batı dünyası varsa, bu işin öncülüğünü yapan o ülkenin yargıçları olmuştur, hukuk adamları olmuştur. 1950’li yıllarda Mc Carthyizm’in Amerika’yı kasıp kavurduğu dönemde, o kaostan ülkeyi çıkaran ve bugün ne kadar varsa özgür bir Amerika, Yargıç Warren’in ve onunla beraber hareket eden yargıçların, hukuk adamlarının çabasının sonucudur."

Oyumuz düşerse durmayız: Cemil Çiçek, Anayasa Mahkemesi’ndeki sözlü savunmasında şunları da söyledi: "Şimdi biz iktidara zorla gelmedik, kaybedersek gitmeyiz demiyoruz biz, Türkiye’nin her tarafında kazanmadık. Belediyelerde kazandığımız yerler var, kaybettiğimiz yerler var. Serbest yarışma içerisinde. Önümüzde 29 Mart 2009’da bir mahalli idare seçimi var. Kaybedersek, kaybeden belediye başkanı da gider, meclis üyeleri de gider, vesairesi de gider. Eğer izahı kabil olmayan (açıklanması mümkün olmayan) bir oy düşüşü olursa, biz bunu 89 seçimlerinde yaşadık, ondan sonra zaten iktidarda kalmak demokrasinin tabiatında yoktur, beraberinde zaten birçok siyasi tartışmayı getirecek. Onun için biz zorla gelmedik, kaybedersek gitmeyiz demiyoruz. İktidarın seçimle değişimi dışında bir yol bugüne kadar aklımızın köşesinden de geçmedi, tam tersi tam da bunu savunuyoruz. Artık demokrasiye yapılan müdahalelerin -ne şekilde yapılırsa yapılsın- Türkiye’yi bir sıkıntıdan bir başka sıkıntıya sürüklediğini, sistemin yerine oturmadığını, demokratik geleneklerin de oturmadığını ve siyasetin giderek zorlaştığını ve daraldığını söylüyoruz. Onun için biz kimseyi tehdit etmiyoruz, cebir ve şiddetle de tehdit etmiyoruz. Bizim silahlı güçlerimiz yok, eğitim kamplarımız yok bu manada. Örgütlerimiz de yok ne yasal ne yasa dışı."

Kategori : POLİTİKA