İşin en önemli noktası, başbakandan özel talepte bulunacak ya da onu kızdıracak insanları ortamda bulundurmamak.
Günlerdir konuşulan bir akşam yemeği düşünün. Gitmediniz, görmediniz ama her ayrıntısını biliyorsunuz. Davetliler için hazırlanan palamut şişten tutun da 'kim kimin yanına oturdu, kim ne içti'ye kadar her ayrıntıdan haberdarsınız. Geçtiğimiz günlerde Sıraselviler'de bir apartman dairesinde gerçekleşen akşam yemeği, son günlerde çok konuşuluyor. Köşe yazarları, akademisyenler arasında polemikler, tartışmalar bu yemekten sonra daha da alevlendi. Davet sahibi, herkesin malûmu, Nursuna-Salih Memecan çifti. Davetliler ise Başbakan Tayyip Erdoğan ve eşi başta olmak üzere Lüset-Mustafa Taviloğlu, Füsun-Faruk Eczacıbaşı, Nevbahar-Ali Koç, Nuran-Prof. Dr. Tosun Terzioğlu gibi isimlerden oluşuyor. Memecanlar'ın tartışılan ve eleştirilen daveti, aslında bir ilk değildi. Geçmiş dönemlerde Özbek hasta bakıcı de bu tür davetler farklı isimler tarafından verildi. Bu tür davetlere ev sahipliği ile meşhur iki isim var: Gazeteci Nazlı Ilıcak ve gazeteci Canan-Mehmet Barlas çifti. Bir dönem bu tür organizasyonlara ev sahipliği yapan fakat bu defa yemeğe davet bile edilmeyen Canan Barlas ve Nazlı Ilıcak'a biz de bu son yemeği nasıl değerlendirdiklerini ve bu yemeklerin perde arkasını sorduk.
Nazlı Ilıcak ve Canan Barlas'ın siyasetin önemli isimlerini evlerinde ağırlaması biraz da aile geleneğine bağlı. Nazlı Ilıcak, 24 yaşında Kemal Ilıcak ile evlendikten sonra kendini böyle davetlerin ortasında bulmuş. Canan Barlas da kayınpederi bakan olduğu için bu tür toplantılara çok eskiden aşina. Nazlı Ilıcak, özellikle mağdur oldukları zaman insanlara ev sahipliği yapmış. Bu isimler arasında bir dönem siyasi mağduriyet yaşayan Süleyman Demirel'in yanı sıra zor bir dönemden geçen bugünün başbakanı Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül de bulunuyor. Mağdur olduğu bir dönemde Tayyip Erdoğan'ı evinde misafir eden Ilıcak, iktidar olduktan sonra kendisi ile yakın ilişkisini sürdürmemiş. Benzer durum Canan-Mehmet Barlas çifti için de geçerli. Özellikle Turgut Özal'ın sık sık ziyaret ettiği ve bu tür toplantılar ile gündeme gelen Barlasların Otağtepe'deki evleri Tayyip Erdoğan'ı da hapishaneye girmeden önce ağırlamış. Başbakan'ın şimdilerde çok meşgul olduğunu söyleyen Canan Barlas "dostluk yemekleri" olarak tanımladığı bu tür buluşmaların, her zaman kendi evinde yapılması gerekmediğini söylüyor.
Ertuğrul Özkök'le Tayyip Erdoğan'ı buluşturdum
Memecanların 'gece zirvesi'nde konuklardan Eser Karakaş'ın ifadesine göre çok ciddi konular konuşulmamıştı. Orada bulunanların anlattıklarına göre Galatasaray-Fenerbahçe maçı gecenin en önemli konusuydu. Peki, bu tür davetler her zaman sohbet amaçlı mı gerçekleşir? Yoksa siyasetçileri birileri ile aynı ortama getirmenin de bir yöntemi midir? Canan Barlas, bu tür yemekleri asla buluşturmak için yapmadıklarını söylüyor. Vehbi Koç, Sakıp Sabancı, Bülent Ecevit, Recai Kutan, Hasan Celal Güzel, Tansu Çiller ve daha birçok ismi evinde ağırlayan Barlas, dostluk ve arkadaşlık için bir araya geldiklerini söylüyor. Siyasetin olmazsa olmaz konuların başını çektiği akşamlarda yeme-içme, müzik ve hayata dair birçok konu konuşulurmuş. Alaturka dinlemeyi çok seven Mehmet Barlas ile Güneş Taner böyle buluşmaların olduğu akşamlarda birlikte müzik dinlermiş. Bu akşamlarda genellikle siyaset konuşulduğunu belirten Ilıcak ise, ilginç buluşmalara ev sahipliği yaptığını söylüyor. Örnek olarak da Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök ile Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül'ü iktidarda bulunmadıkları dönemde buluşturmasını gösteriyor.
Nursuna Memecan'ın davetli listesi her zaman görüştüğü arkadaşlarından oluşuyordu. Fakat bazen durum farklı olabiliyor. Nazlı Ilıcak, kendi davetli listesinin yanında karşıdaki kişinin de arzu ederse bir liste hazırlayabileceğini söylüyor. Canan Barlas ise başbakandan özel talepte bulunacak ya da onu sinirlendirecek insanların bu tür ortamlara sokulmamasını en çok dikkat edilmesi gereken hususlardan biri olarak görüyor.
Bir dönem verdikleri davetler ile gündeme gelen Nazlı Ilıcak ve Canan Barlas, bu konuda kendilerini saf dışı kalmış gibi hissetmiyor. Ilıcak, Başbakan'ın iktidar olduktan sonra evine gelmek istemediğini söylüyor ve bunu kendi milletvekilinin evinde gerçekleştirmesini de doğal karışılıyor. Canan Barlas da "Her zaman başbakanı biz ağırlayacağız diye bir durum yok." diyerek rahatsız olmadığını dile getiriyor. Barlas ve Ilıcak'a göre Memecan çiftine yapılan eleştiriler haksız. "Bizim de çok fazla davetimiz oldu ama basına sızmadı." diyen Barlas, orada olanların dışarı sızdırılmasını görgüsüzlük olarak değerlendiriyor. Ilıcak ise orada olanların yazılıp-çizilmesini normal karşılamak gerektiğine inanıyor.
Kategori : POLİTİKA