İzmir'deki basın kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya gelen Baykal, gündemdeki konuları değerlendirdiği bir konuşma yaptı. Deniz Baykal, şunları söyledi:
AK PARTİ İÇİN ÖZELEŞTİRİ ZAMANI
''Mahkeme, 11'de 10 ile laikliğe karşı eylemlerin odağı olduğu hukuki tespitini yapmıştır. Hakkında bu tespit yapılan parti parlamentoda üçte 2 çoğunluğu oluşturan, hükümeti elinde bulunduran partidir. Bu tablo kriz tablosudur. Anayasa Mahkemesi krizi tespit etmiş, krizi çözmemiştir. Krizin aşılmasının tek yolu AKP'nin laikliğe karşı eylemlerin odağı olma hastane seo ktan çıkması, çıktığını kamuoyu vicdanının kabul etmesidir.
AKP'nin laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğu tartışması yıllıdır sürdürülmüştür. Bu artık siyasi tartışma olmaktan çıkmıştır. Anayasa Mahkemesi bu siyasi tartışmayı hukuki karara bağlamıştır. dolayısıyla artık (Biz laiklik karşıtı eylemlerin odağı değiliz) sözü boş bir siyasi söylemden ibarettir.''
Baykal, mahkemenin ''somut kapatma'' kararı vermemesinin AK Parti'nin laiklik karşıtı eylemlere daha fazlasıyla devam edebileceği değerlendirmesi yapması sonucunu doğurmaması gerektiğini belirterek, ''Şimdi AKP için alçak gönüllü olma, eleştirileri dikkate alma zamanıdır'' diye konuştu.
ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ HAYALİ
AK Parti'nin anayasa değişikliği ''özlemi'' içinde olduğunun anlaşıldığını, Anayasa Mahkemesinin kararı ışığında AK Parti'nin anayasa değişikliği yapmaya kalkışmasının ''tam bir çelişki'' olacağını söyleyen Baykal, ''AKP anayasa değişikliği arayışlarını bir kenara bırakmalıdır'' dedi.
GÜVEN VEREN KABİNEYE İSİMLER GELSİN
Deniz Baykal, en kısa zamanda Bakanlar Kurulunda değişiklik yapılması gerektiğini dile getirerek, ''Laiklik konusunda topluma güven verecek kişiler getirilmelidir. Aslında problem, bakanlardan değil, bakanlara o görevleri veren siyasi iradeden kaynaklanıyor'' diye konuştu.
ŞABAN DİŞLİ İLE İLGİLİ İDDİALAR
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli ile ilgili iddialar konusuna da değinen Baykal, şöyle devam etti:
''Şaban Dişli olayı gerçekten çok önemli. Siyasi hayatta rüşvet ve yolsuzluk iddiaları her dönem ortaya atılır. Ama Cumhuriyet tarihi boyunca hiçbir iddia bu olaydaki kadar net, somut, belgeli ve açık şekilde ortaya konmamıştır. Alacak, verecek kişiler, tanıklar protokol imzalamışlardır, rüşvetin şartları, paranın miktarı her şey belirtilmiştir. Bu kadar somut bir kanıtlama hiç yaşanmamıştır. Üstelik bu yolsuzluk, iktidardaki bir partinin en tepe noktalarındaki kişi ile ilgilidir.
İlk kez olayın içinde yer alan kişinin partisi, kendini böyle bir olayla ayrıştıramamıştır. Takınması gereken tavrı takınamamıştır. Böyle bir partiye kızınızı verir misiniz, Türkiye'de iktidarı veriyorlar.''
Baykal, iddiaların bir gazetenin manşetine taşınmasıyla ''gün ışığına'' çıktığını savunarak, ''Vatan gazetesine bu anlamda teşekkür ediyoruz. Manşete taşımasıydı, diğer yolsuzluk olayları gibi gazetelerde küçük bir haber olacaktı, konuşulmayacaktı bile'' dedi.
Kategori : POLİTİKA