Fatih Terim ve Osman Tamburacı kavgasına farklı bir bakış açısı. Aykut Işıklar'a. Bugün gazetesinin magazin yazarı kimsenin yazmadığını yazdı.
Tamburacı'nın bilinmeyen mesleki geçmişini araladı, spor yazarlarının utandıran avantacılığını gündeme getirdi.
"(...)Ne biliyorsunuz, belki Fatih Terim de benim gibi Osman Tamburacı'yı hiçbir zaman gazeteciden saymadı. Nerede muhabirlik yapmış, gazetecilik yapmış da köşe yazarı, TV yorumcusu olmuş? Gazetelere uyduruk futbol yazıları yazmak gazetecilik ise nevada seo balıkçı Adnan Aybaba da 'gazeteci- yazar' sayılır. Osman'ı tanıdığım 70'li yıllarda matbaacı idi. Semra Sürendallı adındaki magazin muhabiri bir kadının 'hayat arkadaşı' idi. Semra nereye gitse yanında çanta gibi dolaşırdı.
Onunla el sıkıştı, bununla selamlaştı, çevre edindi. Sonra baktım Ali Sami Yen Stadı'nın basın tribününde baş köşede oturuyor. (Hep ilk giden kişi olurdu.) 'Bu adam nereden çıktı?' diye sorduğumda 'İstiklal Gazetesi'nden basın kartı aldığını öğrendim. İstiklal Gazetesi sigorta primini kendi cebinden ödeyenlerin adına 'sarı basın kartı beyannamesi' düzenlerdi. Şimdi hâlâ devam ediyor mu bilmiyorum. Çünkü belli kadroyu çalışıyor gösterip, sigorta primlerini yatırmaz ise devletten yani 'Basın İlan Kurumu'ndan ilan alamaz. Lütfen şunu düşünün... Ki madalyonun arka yüzü...
Neden sadece Osman Tamburacı'yı telefonla bulup küfür ediyor? Bir düşünün lütfen. Ben Terim'in dediği gibi, işin içinde başka iş var diyorum. Bu teknik direktör- spor yazarı muhabbeti değil. Terim açıklamıyor öyleyse yorum yapanlar hata yapıyor.
Spor Yazarları Derneği hiç kalmayan prestijlerini kurtarmak için önce Necmi Tanyolaç ağabeyin elini öpüp sıraya dizilsinler.
Şayet milli maça bile sponsor firmalar gazetecileri götürüyorsa bu iş magazinden daha kötü haldedir. Gazete ve TV yöneticileri zil çalıp oynasın. Şunu da unutmasınlar, tabii İspanya'ya milli takım sponsorlarının misafiri olarak (o kadar çok gazeteci var ki) gitmek istiyorlarsa...
Davet edilecek gazetecilerin listesi Fatih Terim tarafından onaylanıyor. Bakın Hıncal Uluç Galatasaray maçlarına bu yüzden hiç gitmiyor. Çünkü Alp Yalman 'başkan' olamıyor. Şimdi deplasmanlara giderken, uçakta taa arka sıralarda dünkü çocuk spor yazarlarıyla birlikte mi otursun yani? Veya numaralı tribünde yeni zenginlerle mi otursun? Başkanın yanında puro içemedikten sonra evde TV'de maç izlemek daha asil hareket!..
Kategori : MEDYA