Başkomiser Alexander Böhm, Alman hükümeti ile Türk hükümeti arasındaki teması dile getirirken, Mahkeme heyeti Başkanı Hakim Jochen Müller ile arasında şöyle bir diyalog yaşandı:
BÖHM: 22 Kasım 2007’de Almanya’nın Ankara Büyükelçisi ile Başbakan Erdoğan arasındaki bir görüşmeyle ilgili bir notum var. Burada Erdoğan’a, Marco Weiss konusu soruldu. Erdoğan buna kısaca cevap verdikten sonra Deniz Feneri davasıyla ilgili soru yöneltti. Ancak bu herhangi bir şekilde siyasi etki değildi. D seo hack aha çok bilgi alışverişiydi.
MÜLLER: Hiçbir siyasi etki olmadı. Bu daha çok bir bilgi alışverişi şeklindeydi.
BÖHM: Aynen böyle. Almanya’nın Marco Weiss olayında yaptığı gibi.
MÜLLER: Almanya’nın bu girişimi de etki olarak değerlendirilmişti.
BÖHM: 5 Aralık 2007 tarihinde de Almanya Büyükelçisi ile Türk Adalet Bakanlığı arasında Marco Weiss’la ilgili bir görüşme oldu. Bu görüşmede Deniz Feneri davası da gündeme geldi. Adalet Bakanı, büyükelçiye, Deniz Feneri’nin yasadışı çalışmaları olup olmadığını, bir de bağış paralarının ne olduğunu sordu. Bakan’ın diğer sorusu, gözaltı süresinin neden uzun olduğuydu.
’Belgeleri Türk basınına kim sızdırdı’ sorusu
Bu sırada Kanal 7 Avrupa’nın genel müdürü Mehmet Gürhan’ın Türk avukatı Ünal Kaymakçı, söz alarak Böhm’e şu soruyu yöneltti: "Benim burada merak ettiğim, okuduğunuz bu belgelerin dışarıya nasıl sızdığıdır. Çünkü Türk basınında bu belgeler Türkçe’ye çevrilerek yayımlandı. Bu belgeleri siz mi tercüme ettirdiniz. Çünkü benim elimde bunların Türkçesi yok." Böhm’ün bu soruya yanıtı, "Bunu ben de merak ediyorum. Biz hiçbir zaman dışarıya belge vermedik. Hiçbir belgeyi de tercüme ettirmedik" oldu.
İŞTE O KRİPTO
Hürriyet gazetesi duruşmada konuşulan Erdoğan-büyükelçi görüşmesinin kriptosunu yayınladı. Gazete Marco davasında Erdoğan'ın Deniz Fener'i davasını hatırlatan sözlerini manşetine taşıdı.
Almanya’nın Ankara Büyükelçisi Eckart Cuntz’un, Almanya Wiesbaden’deki Federal Kriminal Dairesine gönderdiği acil kriptoda, Başbakan Tayyip Erdoğan’la 22 Kasım 2007’deki görüşmesiyle ilgili şu bilgiler yer aldı:
Buluşmada Alman Büyükelçisi, kısaca Marco Weiss hususunu vurgulamıştır ve Marco’nun uzun süreli tutukluluğunu hatırlatmıştır. PM (Prime Minister-başbakan), Weiss konusuna dair olarak kısa bir açıklama yapmıştır ve daha sonra hemen ardında ve çok fazla düşünmeden Almanya’daki davaya, Kanal 7 televizyon kanalı ile aralarındaki ilişkiyi gündeme getirmiştir (o ’Deniz Feneri Derneği e.V.’ya karşı açılan davayı kastetmiştir).
PM, her iki ’mağdurun da’ aslında epey uzunda süredir tutuklu bulunduğunu ve bunun ne zaman sona ereceğinin de henüz bilinmediğini söylemiştir.
PM’nin davanın aktüel durumu hakkında bilgili olduğu görünüyordu. Aynı akşam da Alman Büyükelçisi ile PM’nin Almanya Danışması arasında bir buluşma gerçekleşmiştir, burada da her iki konu da kısaca ele alınmıştır. Büyükelçinin sorusu üzerine ’Deniz Feneri e.V.’ hususunda başbakanlık ile de konuştuğunu ’kabul etmiştir’."
Kategori : POLİTİKA